Kırık Kanatlar

2018
Türkçe
Modern Klasikler Roman
  • Yazar
    : Halil Cibran
  • Çevirmen
    : Kenan Sarıalioğlu
  • Yayınevi
    : Türkiye İş Bankası Kültür Yayınları

ÖZET


  • Güzelliğiyle bana Güzelliğe tapınmayı öğretti.
    Sesiyle de manevi hayatın şiirinin ilk dizesini okudu.

 

  • Hangi erkek, gençliğinin uyuşukluğunu tatlılığı ve saflığıyla korkunç, sarsıcı ve yıkıcı bir uyanışa dönüştüren
    ilk kadını hatırlamaz ki?
    Her erkeğin hayatının baharında apansız ortaya çıkan, yalnızlığa şiirsel bir anlam kazandıran, günlerinin boşluğunu hoş bir arkadaşlıkla, gecelerinin sessizliğini uzayan ezgilerle dolduran bir Selma’sı vardır.

 

  • Unutulmuş bir mezara bırakacağınız bir çiçek, tanyerinin gözlerinden solgun bir gülün taç yapraklarının üzerine damlayan bir çiy damlası olacaktır.

 

  • Aşk dilimi çözdü ve konuşmaya başladım.
    Gözlerimi açtı da gözyaşı döktüm.
    Göğsümü açtı da iç geçirdim.

 

  • Cahillik hiçliğin beşiği, hiçlik de kaygısızlığın yatağıdır, denir ya…
    Bu, yeryüzünde ancak ölü bedenler için doğrudur.
    Cahillik, gerçek ve sağlam bir duyarlıkla birlikte olduğunda, ölümden de acı olur.

 

  • Melankoliye ve yalnızlığa düşen genç bir adamın ruhu rüzgârda titreyen, şafakta açılan ve gece çöktüğünde kapanan körpe bir zambak Onun zihnini meşgul edecek etkinlikleri yoksa oyunlarını paylaşacak arkadaşları yoksa, hayat bu genç adam için, örümcek ağlarından başka şey görmediği, sürünen böceklerin çıkardığı boğuk sesten başka bir şey duymadığı, daracık bir hapishaneden başka ne olabilir ki.

 

  • Yaşlı insanlar, bir yabancının ülkesine geri dönmek istemesi gibi, gençlik günlerini hatırlamaya bayılırlar.
    Bir şairin en güzel şiirini okumaktan zevk duyması gibi, onlar da çocukluk anılarını anlatmaktan büyük bir haz duyarlar.

 

  • Güzellik sadece ruhlarımızın büyülemek için algılayabileceği bir gizemdir; muhakememizi felce uğratır, altüst eder, çünkü muhakeme yoluyla güzelliğin gerçekliğini sözle ifade edemeyiz.
    Güzellik, bakan kişi ile bakılan kişi arasındaki bakışta saklı bir akıştır.

 

  • Gerçek güzellik, bir erkekle bir kadın arasında o tutkuyu yaratan ve onu bütün diğer tutkuların üzerine çıkaran dolaysız ve eksiksiz bir uyumdur aynı zamanda, aşk adını verdiğimiz o ruhsal çekiciliktir.

 

  • Aşk tek özgürlüktür bu dünyada.
    Ruhu öyle yücelere çıkarır ki, hiçbir gelenek ona erişemez, hiçbir doğal yasa sınır çekemez.

 

  • Acılı bir ruh, yabancı bir diyarda yakınlarından biriyle karşılaşan bir yabancı gibi, kendine benzeyen, aynı duyarlığı paylaşan bir başkasıyla birleşince huzura kavuşur.
    Hüzün kalpleri sevinçten ve neşeden daha çok birleştirip yakınlaştırır.
    Aşk, gözyaşlarıyla yıkandığında, saftır, güzeldir ve sonsuzdur!

 

  • Sessizlik bizi kendimizden ayırır ve tanrılara yakınlaşmamız için ruhun gök kubbesinde dolaştırır.
    Sessizlik, bedenimizin hapishane hücrelerinden daha değerli olmadığı ve bu dünyanın bizim için bir sürgün yerinden başka bir şey olmadığı algılamamızı sağlar!

 

  • Bu dünyada güzel ya da büyük her şey, sadece insanın düşüncesinden ya da duygularından doğar.
    Bizi geçmiş kuşaklara ulaştıran ve bugün bizim göremediğimiz her şey, var olmadan önce, erkeğin kafasındaki basit bir düşünceden ya da kadının kalbindeki basit bir duygudan başka bir şey değildir.
    İnsanların özgürlüğü ülküselleştirmeye yüreklendirmek için bunca kanın dökülmesine yol açan büyük devrimler, milyonlarca insan arasında bir insanın fikridir!

 

  • “Çiçeklerin fısıltısını ve sessizliğin şarkısını duyan ruhumuz, benim ruhumu yürek paralayan çağrısını ve kalbimin gürültüsünü duyamaz mı?”

 

  • Aşkın uzun bir dostluktan ya da sürekli bir ilişkiden doğduğunu sanmak yanlıştır.
    Aşk manevi bir kaynaşmanın meyvesidir.
    Eğer bu kaynaşma bir anda olmazsa, değil bir yılda, bir yüz yılda bile oluşamayacaktır.

 

  • Aşkın mevsimlerin yardımı olmadan tomurcuklanıp açan tek çiçek olduğunu bilmiyorlar.

 

  • Sabah nasıl akşamla buluşmazsa, gençlik de yaşlılıkla anlaşamıyor.

 

  • Isısıyla, güneş kırları hem canlandırır hem de böyle yakıp kavurur.

 

  • İnsanın gece karanlığında gizlice yaptığı şey yine insan tarafından gün ışığına çıkarılmaya mahkumdur.

 

  • Ruhun sırlarını yansıtan o çizgiler, acılı da olsalar, ancak o yüzü güzelleştirirler.
    İçteki sırlardan hiçbir iz taşımayan yüzler, düzgün ve uyumlu hatlara sahip olsalar bile, her zaman çekicilikten yoksundurlar. Dudaklarımızı kadehe çeken kristalin saydamlığı değil, içindeki şarabın renkli görüntüsüdür.

.

  • “Ruhun susuzluğu maddi doygunluktan daha asildir, ruhun korkusu da bedenin güvenliğinden daha değerlidir.”

 

  • Hangi ırmak akışımdan saptığı için denize dökülmeyecek?

 

  • Evlilik günümüzde gülünç ve üzücü bir ticarettir.
    Düzenlenmesi de, genç erkeklerle genç kızların babalarının elindedir.
    Kızlar, mal gibi bir evden öbürüne taşınırlar.
    Zamanla neşelerini yitirirler ve terk edilmiş eski bir mobilya gibi barınaklarının karanlık bir köşesinde ömür tüketirler.

 

  • Uygarlık bugün her ne kadar kadının bilinçlenmesine yardımcı oluyorsa da, buna karşılık, erkeğin açgözlülüğü yüzünden, acılarını da çoğaltmaktadırlar.
    Dün kadın mutlu bir hizmetçiyken, bugün mutsuz bir metrestir!

 

  • Kadın bir yönde ilerliyor, başka yönde geriliyorsa, bunun sebebi dağların doruğuna varan zorlu yolun hırsızların tuzaklarıyla ve kurt inleriyle dolu olmasıdır!

 

  • Lamba için ışık neyse, ulus için de kadın
    Kandilde ki yağ ne kadar az olursa, ışık da o kadar zayıf olmaz mı?

 

  • Yanıp kül olana dek alevin etrafında uçuşan kelebek, hayranlığı karanlık oyuğunda rahatça yaşayan köstebekten daha çok hak eder.

 

  • İnsanın dile getirebildiği en temiz en duru sözcük “anne”, en güzel sesleniş “anneciğim”
    Anne hayatta her şeydir:
    Hüzünde teselli, kederde umut ve zayıflıkta güçtür.
    Sevginin, şefkatin ve bağışlamanın kaynağıdır.
    Annesini yitiren, başını koyacağı bir göğsü, ona dua eden bir eli ve onu koruyan bir bakışı yitirir.

 

  • Doğadaki her şey anneden söz eder:
    Güneş yeryüzünün annesidir, onu ısısıyla beslemek için emzirir, ışıklı kollarıyla sarıverir ve ancak akşam olunca, denizin dalgalarının ritmiyle, kuşların ve ırmakların şarkılarıyla yatıştırıp uyuttuktan sonra bırakır.
    Yeryüzü ağaçların ve çiçeklerin annesidir
    , onları dünyaya getirir, emzirir ve sütten keser; sonra ağaçlar ve çiçekler sulu meyvelerine ve canlı tohumlarına karşı şefkatli birer anneye dönüşürler.
    Varoluş içindeki her şeyin annesi de güzellik ve aşk dolu, edebi Evrensel Ruh’tur.

 

  • “Şairler de yazarlar gibi, kadının gerçekliğini anlamaya çalışıyorlar, ama bugüne kadar, onun kalbinin sırlarını anlayamadılar. Çünkü ona sadece arzularının prizmasından bakıyorlar ve onun sadece vücudunun güzelliğine göre ya da nefretin o deforme eden büyütecinden bakıp değerlendiriyorlar; böyle olunca da, onda zayıflıktan ve boyun eğişten başka bir şey göremiyorlar.

 

  • Ateşten arıtılan ve gözyaşlarıyla yıkanan ruh, insanların suç ve utanç dedikleri şeyin çok ötesine yükselir.

 

  • Boğulan insan ıslanmaktan korkmaz.

 

  • Aşk Tanrı’nın soylu ve duyarlı yüreklere teslim ettiği değerli bir hazinedir.

 

  • Gençliğin o saf çağrısından doğan aşk buluşmalarla ve tensel birleşmeyle yetinir, öpücüklerle ve sarılıp kucaklaşmalarla ışıl ışıl açılır. Sonsuzluğun bağrından doğan ve gecenin sırlarıyla büyüyen aşk ise ancak edebiyetle yetinir!
    Ancak ölümsüzlüğü arayacak ve ilahi varlığa doğru yükselerek tam ve yetkin olabilir.

 

  • Özverinin asaleti ile başkaldırının mutluluğunu, hangisinin daha güzel ve daha saygıdeğer olduğunu görmek için kaç kez karşılaştırmaya kalkıştım…
    Ancak, şimdiye kadar tek bir hakikati anladım;
    içtenlik bütün eylemlerimizi güzel ve asil kılıyordu.

 

  • Kuş, yavruları onun tutsaklığını miras olarak almasınlar diye kafeste yapmaz…

 

  • Gecenin sonunda başlayan ve günün başlangıcında sona eren kısa yaşam, gecenin gözkapaklarından dökülen ilk dokunuşuyla kuruyan bir çiy damlasına benzer.
Kırık Kanatlar
İLGİNİZİ ÇEKEBİLİR

Benzer Kitaplar

Ermiş
2014
  • Kurgu
  • Şiir

Ermiş

Meczup
2019
  • Deneme
  • Felsefe
  • Modern Klasikler

Meczup